11-15. yy.da Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde 3 kol hâlinde yayılmış bir Türk beyliğidir. Artuk Bey Malazgirt savaşına katılmış zaferin ardından Anadolu’nun fetihlerine iştirak etmiştir. Akınlarını İzmit’e kadar sürdüren Artuk Bey Bizans komutanını yenilgiye uğratmıştır. Bir süre sonra Anadolu fetihlerinden çekilmiştir. Ardından Karmatiler üzerine Ahsa ve Bahreyn üzerine başarılı seferler gerçekleştirmiştir. Bundan sonra Melkikşah tarafından Diyarbakır kuşatmasına gönderilen Artuk Bey komutan Fahruddevle ile anlaşmazlığa düşerek bu kuşatmadan ayrılmış Melikşah’la arası açılmış ve Tutuş’a katılmıştır. Tutuş’un Süleymanşah’la mücadelesine katılmış, hatta onu Melikşah’a karşı sefere de teşvik etmiştir. Sultan Melikşah’ın Suriye seferi üzerine ölümüne kadar Kudüs’te kalmıştır. Ondan sonra şehrin idaresi oğulları Sökmen ve İlgazi tarafından yürütülmüştür. Sökmen daha ziyade Kuzey Suriye ve Diyarbakır yöresinde faaliyet gösterdiği için şehir naipler tarafından idare edilmiştir. Suriye melikleri Rudan ve Dukak’ın mücadelesi sırasında Sökmen Suruç’u ele geçirmiş ve Rıdvan yardımlarından dolayı maaiettünümanı ona vermişti. Akabinde Sökmen haçlılar tarafından kuşatılan Antakya üzerinde Kürboğa idaresindeki birlikleri içinde görüyoruz. Ancak bu birliklerin dağılması üzerine Kudüs Antakya’nın düşmesiyle haçlıların hedefi haline gelmiştir. Fatimilerin kısa bir süre önce Artuklulardan ele geçirdiği şehir 1098de Haçlıların eline geçmiştir. Kudüs’ün kaybından sonra Artuklular Diyarbakır havalisine geçmişlerdir.
HISN-I KEYFA ARTUKLULARI: Musul atabeyi Kürboğa’nın Azerbaycan seferinde ölmesi üzerine şehir Türkmen Musa idaresine geçmiş bunu kabul etmeyen Çökürmüş şehrin üzerine yürümüş ancak Sökmen’in yardımıyla Musa on bin dinar karşılığında Hısn-ı Keyfa şehrini Sökmen’e vermiş, daha sonra Artukluların Hısn-ı Keyfa kolu kurulmuştur. Sökmen’in en önemli faaliyeti Beliç çayı civarında Haçlıları yenilgiye uğratıp 2. Baudin ve Joscelin’i esir ettiği Harran zaferidir. Ondan sonra Hısn-ı Keyfa tahtında İbrahim görülmektedir. Döneminde ciddi bir faaliyet bulunmayan İbrahim’den sonra tahta Davut geçmiştir. Faal bir siyaset takip eden Davut Siirt, Harput, Palu gibi şehirleri ele geçirmiştir. Onun bu siyaseti hükümdarı Temurtaş’ı rahatsız etmiş ve Zengi hükümdarı İmadettin Zengi’nin tarafına geçmiştir. Zengi ve Temurtaş tarafından sıkıştırılan Davut Bizans üzerine bölge beylerinin seferine katılmış, Ancak Zengi’nin kendisine karşı olan olumsuz tavrını değiştirememiştir. Davut’un ölümünden sonra tahta Karaarslan geçmiştir. Zengi Karaarslan’a karşı bir taraftan kardeşini desteklemiş, öte yandan Siirt, Hani, Çermük gibi şehirleri ele geçirmiştir. Bu baskılar karşısında Karaarslan Türkiye Selçuklularına yaklaşmıştır. Zengi’nin ölümü onu rahatlatmış, Zengi’nin oğlu Nurettin ve rakibi Mardin Artuklularıyla arasını düzeltmiş ve Nurettin’le birlikte Haçlıların üzerine sefere katılmıştır. 1167’de ölümü üzerine tahta Nurettin geçmiş, kayınpederi 2. Kılçarslan ile arası bozulan Muhammed, Selahattin Eyyubî’ye yaklaşmıştır ve onunla Musul seferine katılmıştır. Amid’i ele geçiren Selahattin bu şehri Muhammed’e vermiştir. 1185’te ölümünden sonra 2.Sökmen tahta geçmiştir. Küçük yaşta olması sebebiyle idare daha ziyade vezirlerin elinde olmuş ve evlilik yoluyla durumunu güçlendirmeye çalışmış, 1200 tarihinde sarayın damından düşmüş ve yerine Nasıreddin Mahmud geçmiştir. Onun faaliyetleri içerisinde Harput’u ele geçirmeye çalışması Türkiye Selçuklularına yakın bir siyaset takip etmesi çıkar anlaşmazlığı nedeniyle bir süre sonra Eyyubilere yönelmesi dikkat çeken taraflardır. 1222’de ölümünden sonra son hükümdar Mevdut, Artuklu tahtına geçer. Eyyubilere yakın duran Mevdut Celaleddin Harzemşah ve Türkiye Selçuklularıyla yakın ilişkiye girince Eyyubi hükümdarı Melik Adil Amid’i ele geçirmiş ve Hısn-ı Keyfa Artuklu koluna da son vermiştir.
HARPUT ARTUKLULARI: Harput’ta ilk Artuklu hakimiyeti 1112’de Belek Gazi tarafından kurulmuştur. Onun 1124’te şehit olmasının ardından şehir Hısn-ı Keyfa Artuklularına geçmiştir. Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarı Nureddin Muharreme’nin vefatından sonra 2. Sökmen’in tahta geçmesi üzerine diğer bir taht iddiacısı Ebubekir Harput Artuklu kolunu kurmuştur. Onun ölümüne kadar Eyyubilere bağlı kalmıştır. Ondan sonra tahta geçen İbrahim’in vefatına kadar Türkiye Selçuklularına bağlı kalmılştır. Bunun akabninde tahta geçen Ahmet devrinde Harput geçici olarak önce Celaleddin Harzemşah, daha sonra Moğollar tarafından işgal edilmiştir. Artukluların Harput koluna Anadolu’da birliği sağlamaya çalışan Aladdin Keykubat 1234’te son vermiştir. Son Artuklu hükümdarına Ilgın ve Akşehir ıkta olarak verilmiştir.
MARDİN ARTUKLULARI: Artuk Bey’in oğullarından İl Gazi tarafından 1105 senesinde kurulmuştur. İl Gazi’nin faaliyetleri arasında Haçlıları Tell İfrin’de yenilgiye uğratması ve Gürcüler üzerine düzenlediği ve başarısız olduğu sefer bulunmaktadır. Onun vefatından sonra Timurtaş beyliğin başına geçmiş, Menyaferikin ve Halep’e hakim olmuştur. Timurtaş’ın da ölümünden sonra Necmettin Alp ve 2. İl Gazi geçmiştir. Onun döneminde Selahattin Eyyubi Harran, Habur, Zağra ve Nusaybin’i ele geçirince Türkiye Selçuklu sultanı 2. Kılıçarslan’a yanaşmıştır. Ondan sonra Yavlak Arslan Artuklu tahtına geçmiştir. Ahlat Şahların himayesi altına giren Artuklular Menyaferiki’nin Eyyubiler tarafından ele geçirilmesini engelleyememişlerdir. Selahattin Eyyubi’nin ölümünden sonra bir miktar rahatlayan Artuklular bölgeye vaki Türk güçleri yüzünden sıkışıklık yaşamışlardır. Bu sırada Eyyubi hükümdarı Melik Adil şehri kuşatınca yeniden Eyyubilere bağlanmışlardır. Ondan sonra tahta geçen Artuk Aslan zamanında beylik Türkiye Selçuklularına yakınlaşmıştır. Bu devirde Eyyubiler Nusaybin ve Sincar’ı ele geçirince Selçuklu 2. Gıyaseddin Keyhüsrev bu şehirleri ele geçirip Artuk Aslan’a geri vermiştir. Ondan sonra tahta geçen Necmettin Gazi Eyyubilerin iç çekişmelerinden yararlanarak Urfa, Harran ve Cezire’yi ele geçirmiştir. Bu dönem bölgede yeni bir istilacı gücün yani Moğolların ortaya çıktığı dönemdir. Moğollar Diyarbakır, Menyaferidin, Malatya ve Harput gibi şehirleri ele geçirmişlerdir. Artuklular Habur, Dağra ve Nusaybin gibi şehirlerin iadesi şartıyla Moğollara bağlanmışlardır. Davut ve 2. Necmettin Gazi dönemleri beyliğin İlhanlılara yakınlaştığı ve İlhanlı-Memlûk mücadelesinin ortasında kaldığı bir devirdir. Memlûk komutanı Şemsettin Karatay Mardin ve civarını yağmalamıştır. İlhanlılar çökünce bölge, dağınık kuvvetlerin çatışma alanı haline gelmiştir. Bu esnada Akkoyunlular ve Karakoyunlular ortaya çıkmışlardır. Mardin Artukluları Celahirlere yanaşarak Karakoyunlularla mücadele etmişlerdir. Ahmet Bey, Mahmut, Davut ve İsa Beyler ard arda tahta geçmişlerdir. Karakoyunlularla devam eden mücadele sırasında Timur istilası ortaya çıkmıştır. Timur’a karşı Memlûklulere yanaşan İsa Bey Timur’un karşısında duramayarak iki sene kadar onun yanında esir hayatı yaşamış ve geri dönüşünde Akkoyunlularla mücadeleye girişmiş ve bunlardan birinde ölmüştür. Tahta geçen Ahmet, Akkoyunlulara karşı duramayacağını anlayınca şehri Karakoyunlulara teslim etmiştir. Böylece Artukluların Mardin kolu da dağılmıştır.