DOĞU ANADOLU TARİHİ FETİH YOLLARI
Anadolu’nun fethi sırasında orduların belli başlı yolları takip ettikleri görülmektedir. Bu yollar vesilesiyle fetihler Anadolu’nun batı bölgelerine kadar ulaşabilmiştir. Bu yollar şunlardır. 1-Çorum Mansabı’dan başlayıp Giresun’a kadar olan bölgede yapılan akınlar için kullanılan yol. 2-Çoruh ve Kelkit vadileri yolu. Bu yolla Yeşilırmak bölgesi üzerinden Batı Karadeniz’e kadar olan seferler icra olunmaktaydı. 3-Aras-Yukarı Fırat vadileri yoludur. Bu yol vasıtasıyla Orta Anadolu ve Kızılırmak bölgesine kadar ulaşılmaktaydı. 4-Hoy-Baygiri-Ahlat yoludur. Bu yol vasıtasıyla da Orta Anadolu’ya doğru yapılan seferler yürütülmekteydi.
Anadolu fethi sırasında diğer yan yollarda kullanılmış olup esas olarak bu yollar üzerinden hareket edildiği bilinmektedir.
11. 12. 13. ASIRLARDA ANADOLU’YA TÜRK GÖÇLERİ
Askeri başarılarla Bizans’ı etkisiz hale getiren Selçuklular Anadolu’da kurulan devletlerle siyasi olarak da hakimiyetlerini sağlamışlardır. Buna ilave olarak Anadolu’ya çok sayıda insan getirilmek suretiyle fetihlerin ihtiyaç duyduğu insan unsuru sağlanmış ve buna ilave olarak kültürel hakimiyet tesis edilmiştir. Bu bakımdan 11. asır göçleri Anadolu’nun Türkiye olma suretinde büyük bir önem taşır.
12. asırda göçlerin devam görülmektedir. Selçukluların Haçlı Seferleri münasebetiyle Anadolu’da ihtiyaç duyulan insan unsurunu sağlamak amacıyla gönderdiği birlikler bu asırdaki Türk göçlerinin bir bölümünü temsil eder. Gürcülerin Aran bölgesinde hakim olmaları buradaki nüfusun Anadolu’ya göç etmesine sebep olmuştur. Yine bu asırda Selçukluların Harzemşahlar tarafından yıkılması üzerine Selçuklu tebasından olan pek çok kişi Anadolu’ya göç etmiştir.
13. asra geldiğimizde göçlerin bir başka önemli olay vesileyle devam ettiği görülecektir. Moğol istilası pek çok kişinin Anadolu’ya göçmesine vesile olmuştur. Yine bu yüzyılda Harzemşahların Moğollar tarafından yıkılması üzerine Harzemşahlara bağlı önemli bir nüfuz Anadolu’ya intikal etmiştir. Moğolların Karadeniz’in kuzeyinde Kıpçaklara indirdiği darbeler onların Anadolu’ya göç etmesine sebep olmuştur. Yine bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Moğol istilası nedeniyle Anadolu’ya Türk göçleri yaşamaya devam etmiştir.
DANİŞMENTLİLER
Danişmentliler beyliği Melikşah’ın kumandanlarından Danişmentoğlu Gümüştekin Ahmet Gazi tarafından Sivas başkent olmak üzere 1080 yılında Tokat-Niksar-Çankırı-Çorum-Amasya-Kayseri-Kastamonu-Elbistan ve Malatya bölgelerinde hakim olarak şekilde kurulmuştur. Gümüştekin Ahmet Gazi 1080’de Sivas’ı, 1097’lerde Niksar’ı ele geçirmiştir. Ahmet Gazi’yi bundan sonra 1. Haçlı Seferi sırasında haçlılara karşı mücadele ederken görmekteyiz. 1098’de Bayburt’u ele geçirmiş daha sonra Malatya’yı kuşatmaya başlamıştır. Bu sırada şehre yardıma gelen Bohemmond’u esir almıştır. Bu sırada 1101 senesi Haçlı Seferi başlamış ve Ahmet Gazi bu seferde de haçlılara karşı mücadelede bulunmuş, Amasya Merzifon hattında haçlılara ağır darbeler indirmiştir. Bundan sonra onun 1102’de Malatya’yı ele geçirdiğini görüyoruz. Tam bu sırada Bohemond’u kurtuluş akçasıyla salıvermesi yüzünden Selçuklu sultanıyla arası bozulmuş ve 1103’te onunla yaptığı savaşta yenilerek itibarını kaybetmiş ne 1105’te vefat etmiştir. Onun ölümünün ardından Selçuklular Maltya’yı geri almışlardır. Ahmet Gazi’den boşalan yere oğlu Emir Gazi geçmiştir. Emir Gazi’nin ilk önemli faaliyeti 1116’da Selçuklu tahtına damadı I. Mesut’u geçirmesidir. Bundan sonra Belek Gazi Tuğrul Aslanla birlikte Mengücekli Beyi İshak ve Trabzon hakimi Gabras’ı yenilgiye uğratmıştır. Belek Gazinin 1124’te şahadetinden sonra Malatya’yı ele geçirmiştir. Bundan sonra Emir Gazi damadı Mesutla birlikte Ankara-Kastamonu meliki Arab’ı yenilgiye uğratarak Kayseri ve Ankara’ya hakim duruma geçmiştir.
Emir Gazi ilk olarak Çukurova’yı ele geçirmek isteyen 2. Bohemond’u Anazarba’da yenilgiye uğratmıştı. Bu savaşta Bohemond’un öldüğü bilinmektedir (1130). Ertesi yıl 1131’de Emir Gazi Ermeni Leon’u yenilgiye uğratmıştı. Emir Gazi’nin diğer bir mücadelesi Kastamonu bölgesine saldıran Bizans imparatoru Lonnes Komnonus’u yenilgiye uğratmasıdır. Bütün bu başarılarıyla Emir Gazi Abbasi halifesi Müsterşit ve Selçuklu sultanı Sencer tarafından ‘melik’ unvanıyla onurlandırılmıştır. 1134 yılında vefat etmesi üzerine yerine oğlu Melik Muhammed geçmiştir. Melik Muhammed ilk olarak kardeşler arasındaki taht mücadelelerinden yararlanarak Kastamonu ve Çankırı bölgesini işgal eden Bizans imparatorunu yenilgiye uğratmıştır. Bundan sonra 1135-1137 taht iddacısı kardeşlerini etkisiz hale getirmiştir. Melik Muhammed; Bizans, Haçlılar ve Ermenilerle başarılı mücadelelerde bulunmuş ve Menderes bölgesine kadar akınlarını devam ettirmiştir. Onun 1142’deki ölümü aynı zamanda Danişmentlilerin yükseliş döneminin de sonunu temsil eder. Bundan sonra oğulları Zünun, İbrahim,Yusuf, Yağıbasan ve Aynüddevle arasında taht mücadelesi başlayınca Türkiye Selçuklu sultanı önce Sivas’ı daha sonra Aynüddevle idaresindeki Malatya’ya ele geçirmiştir.(1144)
İlerleyen dönemlerde Selçukluların Bizans’a karşın destekledikleri Yağıbasan’da Selçuklulara tabi olmuştur(1150). Selçuklu sultanı Mesud’un ölümünden sonra Yağıbasan Kayseri ve çevresine saldırmıştır. Yağıbasan Nurettin Mahmut’tan aldığı destekle Selçuklu sultanı 2. Kılıçarslan üzerine harekete geçmiş fakat yenilgiden kurtulamamıştır(1155). Bundan sonra Bizans’tan aldığı yardımla 2. Kılıçarslan’ı yenilgiye uğratmış ve Elbistan’a hakim olmuştur. Yağıbasanın Mardin Artuklularına ait araziye saldırması üzerine Artuklular karşı harekete geçmiştir. Aynı sırada 2. Kılıçarslanında Yağıbasan üzerine harekete geçtiği görülmektedir. Bu çatışma Nurettin Mahmut’un araya gitmesiyle engellenmiş ve Yağıbasan 1164’de Çankırı’da ölmüştür. Bundan sonra danişmentli tahtına yeğeni İbrahim’in oğlu İsmail geçirilmişse de ailesi içinde sonu gelmeyecek olan taht mücadelelerini başlatmıştır. Bu durumdan yararlanan 2. Kılıçarslan 1165’te Elbistan ve Darenda’yı; 1169’da ise Kayseri ve Zamantiyi ele geçirmiştir. Bu sırada 2. Kılıçarslan Efridun’un elindeki Malatya’yı kuşatmışsa da alamamıştır. 1152’de Sivas’ta çıkan sebebiyle öldürülen İsmail in yerine Zünun geçmiştir.
Danişmentlilerin koruyucusu durumunda olan Nurettin Mahmud’un 1174 teki sonra harekete geçen 2. Kılıçarslan 1175 de Sivas, Tokat, Niksar bölgelerini ele geçirmiştir. Bu suretle Danişmentlilerin Sivas kolu da ortadan kaldırılmış oldu. Malatya koluna geldiğimizde buranın ilk idarecisi Zülkarneyn den sonra bu kolun başına Nurettin Muhammed ve Efridun geçmiştir(1175). Fakat eski idareci Nasıreddin Muhammed Artuklulardan aldığı yardım ile tahtı tekrar ele geçirmiştir(1175). Fakat bu bölgedeki zaafı fark eden 2. Kılıçaslan burayı ele geçirmiş ve 1178 de Danişmentlilerin Malatya kolu da ortadan kaldırılmak suretiyle Danişmentliler beyliğine son verilmiştir.
Danişmentliler beyliği Anadolu nun fethi sürecinde Türkiye tarihinin ilk devri oluşturan ilk beylikler içerisinde önemli bir yere sahiptir. Selçuklu teşkilat ve medeniyetinin Anadolu ya gelmesi ve yerleşmesinde ve Anadolu nun bir Türk-İslam beldesi haline gelmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Danişmentlilerden kalan mimari eserler bu rolün maddi izleridir. Bunun yanında Danişmentliler; Bizans. Haçlılar ve Ermenilerle yaptıkları mücadelelerle fethin daha ilk zamanlarında yok olup gitmesine mani olmuşlardır.
SALTUKLULAR
Saltuklu beyliği Alparslan komutanlarından Ebul Kasım Saltuk bey tarafından kurulmuştur(1171-1072). Onun vefatından sonra 1102 de Ali saltuklu beyliğinin başına geçmiştir.
Ali ilk olarak Selçuklu taht mücadelelerinde yer almış, önce Berkeruh u desteklemiş sonra bazı beylerle birlikte Muhammed Tapar ın tarafına geçmiş ve ona sadık kalmıştır. Bu taht mücadeleleri sırasında Gürcüler Selçuklu topraklarına saldırarak istilada bulunmuşlardır(1115-1118). Ali nin 1121 yılında Mardin Artuklu hükümdarı İl Gazi ile birlikte Gürcüler üzerine gittiği görülmektedir. Yapılan savaşta Gürcüler galip gelmiş Tiflis ve Ani şehrini istila etmişleridir. Emir Ali nin 1124 de ölümünden sonra Saltuklu tahtına Ziyaeddin Gazi geçmiştir. Kendisi hakkında sınırlı bilgi bulunan bu bey Erzurum Kale Camii ve Tefsi Minare nin bina ettirenidir. Zİyaeddin Gazi Gürcülere karşı oltu ya dek seferler düzenlemiş ve 1126-1131 de onları yenilgiye uğratmıştır. 1132 tarihinde vefat ettiği bilinmektedir. Ziyaeddin Gazi nin ölümünden sonra İzzeddin 2. Saltuk beyliğin başına geçmiştir. İlk dönemlerde Delmeçoğulları Erzen beyi ve Ahlat Şahı ile birlikte akrabalık ilişkileri kurulmuştur. Ani beyi Fahreddin Şeddad, kızıyla evlenmediği için kinlenmiş ve ona bir tertip kurmuştur. Kendisinin Ani şehrini Gürcülere karşı savunamadığını söyleyerek şehre devlet etmiş, aynı sırada Gürcü kralı Dimitri’ye onun gelişini haber vermiştir. Neticeden 2. Saltuk bir baskın sonucunda esir düşmüştür. Ahlat Şahı ve Mardin Artuklu Beyi kurtuluş akçesini ödeyerek onu esirlikten kurtarmışlardır. Bu olaydan sonra 1161 de Gürcüler Ani şehrini işgal etmişler bunun üzerine Ahlat şahı Erzen hakimi ve Mardin Artuklu beyi 2. Saltuklu beraber Gürcülerin üzerine sefere çıkmışlardır. Ancak 2. Saltuk un Gürcülere saldırmayacağına söz vermesini gerekçe göstererek ordudan ayrılması üzerine büük kayıplar verilmiş ve sefer başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Gürcülerin 1162 de Selçuklu topraklarına saldırması üzerine Irak Selçuklu sultanı Azerbaycan atabeyi ve Ahlat şahı Saltukla beraber Gürcülerin üzerine yürümüşler ve onları yenilgiye uğratmışlardır(1163).
İzzeddin 2. Saltuk 1168 de vefat edince yerine Nasıreddin Muhammed geçmiştir. Onun Irak Selçuklu hükümdarı 3. Tuğrul a bağlı bulunduğu 1184 de Gürcüler üzwrine başarılı bir sefer düzenlediği ve Erzurum Ulu Camii ni yaptırdığı hakkında bilgiler vardır. Onun 1191 de ölümünden sonra yerine kız kardeşi Mama Hatun geçmiştir. Onu ilk olarak Ahlatşahlara ait Malazgirt i kuşatan Silvan Eyyubi hükümdarına yardıma giderken görüyoruz. Ancak bu sefer başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Beylik içinde ki taht mücadeleleri sebebiyle Suriye eyyubi hükümdarı Melik Adil den yardım isteyen Mama Hatun ondan Nablus valisi ile evlenmesi tavsiyesini almıştır. Ancak bu evlilik gerçekleştirilmeden Mama Hatun tahttan indirilmiş ve yerine Alaeddin Melik Şah geçmiştir(1201).
Melik Şah ın hükümdar olduğu dönemde beylik Türkiye Selçukluları ve Eyyubiler arasında sıkışıp kalmış bulunuyordu. Türkiye Selçuklu sultanı Rükneddin Süleyman şah Mengücekli beyi ve Harput Artuklu beylerini itaati altına aldıktan sonra Gürcüler üzerine bir sefere çıkmıştır. Sultanın Erzurum a yaklaştığı sırada onu karşılamaya çıkan Melikşah ı tutuklattırıp şehrin idaresini Tuğrul şaha vermiş böylece Saltuklu beyliği sona ermiştir(1202).
MENGÜCEKLİLER
Alparslan komutanlarından Mengücük Gazi tarafından Erzincan, Kamah, Divriği ve Şebinkarahisar bölgelerinde kurulmuştur(1080). Malazgirt Zaferinden sonra Alparslan ın diğer komutanları gibi Mengücük Gazi de akın ile görevlendirilmiştir. Yukarı Fırat v Çaltı bölgelerine akınlarda bulunan Mengücük Gazi Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar bölgelerine hakim olmuştur. Beyliğin ilk zamanlarında Mengücük Gazi nin Süleyman Şaha bağlı olduğu rivayet edilmektedir. Kendisinin Oğuz beylerinden birine mensup olduğu ve gaza ve cihat faaliyetleri sebebiyle evliya mertebesine yükseltilerek Kemah taki türbesinin bugün bile halk tarafından ziyaret edildiği bilinmektedir. Onun vefatından sonra “beyliğin” başına “ishak” geçmiştir. İshak Danişmentli Emir Gazi nin damadıdır. İshak, Artuklu Belek Gazi nin Palu yu yağmalaması üzerine ona ait olan Malatya ya saldırmıştır(1118). Bunun üzerine Belek Gazi Danişmentli Emir Gazi ile birlikte Trabzon Rum hükümdarı ile ittifak yapan ishak ın üzerine yürüyerek onu yenilgiye uğratmıştır. Belek Gazi nin İshak ın öldürülmesi talebi Trabzon üzerine düzenlenecek seferin yapılamamasına sebep olmuştur. bundan sonra İshak Danişmenlilere bağlanmıştır. Emir Gazi nin ölümünden sonra Melik Muhammed Kemah ı ele geçirmişse de Mengücekler burayı geri almışlardır. Emir İshak ın ölümünden sonra Mengücek beyliği Erzincan ve Divriği olarak 2’ye ayrılmıştır. Erzincan kolunun ilk hükümdarı İshak ın oğlu Davut tur. Hakkında fazla bilgi bulunmaya Davut bir rivayete göre 2. Kılıçarslanı desteklemesi sebebiyle Danişmentli Yağıbasan tarafından 1162 de, diğer bir rivayete göre ise karısı tarafından yay kirişiyle boğdurulmak suretiyle 1151 de öldürülmüştür.
Daha sonra beyliğin başına Behram Şah geçmiştir. Onun zamanında Erzincan ve Kemah bir ticaret ve kültür merkezi haline gelmiştir. İlk mengücüklü parası da 1167 de bu dönemde basılmıştır. Behram Şahın 60 yıllık hükümdarlığı sırasında Türkiye Selçuklularına bağlı olduğu bilinmektedir. Rükneddin 2. Süleyman şahın 1202 de Gürcüler üzerine olan seferine Behram şah da katılmış yenilgi sonucunda esir düşmüş ve kurtuluş akçası vererek serbest kalmıştır. Onun 1125 de ölümünden sonra 2. Davut Şah beyliğin başına geçmiştir. Alimlere son derece hürmetkar olan Davut Şah devletin ileri gelenlerine son derece sert davranmıştır. Bir kısmını hapsettirmiş kaçabilenler Alaaddin Keykubat a sığınmıştır. Davut Şah Alaeddin Keykubattan gelen uyarı üzerine hapsettiklerini salıvermiş ve kayseriye giderek sultana bağlılığını bildirmiştir. Ancak onun diğer taraftan Erzurum Selçuklu beyi, Eyyubi sultanı Melik Şah ve Celaleddin Harzemşah la sultan aleyhine temalarda bulunması sultanı kızdırmış, 1228 de Erzincan ve Kemah ı alan sultan, daha sonra Davut Şahın kardeşi Muhammed in elinde bulunan Şebinkarahisar ı ele geçirerek beyliğin bu koluna son vermiştir. Beyliğin Divriği koluna gelince bu konuyla ilgili fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu şubeden kalan eşiz sanat eserleri onların en önemli mirası olmuştur. Bu kolun başına İshak ın oğlu Süleyman ondan sonra Şahin Şah geçmiştir. Şahin Şah Türkiye Selçuklularına bağlı olduğu bilinmektedir. 1197 den sonra bu kolun başına Süleyman Ahmet Şah ve Salih gibi beylerin geçtiği bilinmektedir. Mengücüklülerin bu kolunun Moğol Abaganı nın Divriği surlarını yıktırmasından az önce ortadan kalktığı düşünülmektedir.(1277) |