KARAHANLI DEVLETİ’NİN ADI VE ANLAMI
Karahanlılar tabiri 840 -1212 yılları arasında bu günki Türkistan coğrafyasında hüküm süren ilk Müslüman -Türk hanedanlığına verilen isimdir. Geçmişte batılı bilim adamları tarafından Türkistan Uygur Hanları Devleti ismi verilen bu hanedanlığa batılı tarihçilerinden bazıları “Karachaniden” tabirini kullanmasıyla o tarihten itibaren bu devlete Karahanlılar Devleti denilmiştir. Batılı bilim adamlarına göre Karahanlılar tabiri şu sebeplerle bu devletin adı olarak kullanılmıştır : Birinci sebep, devletin hükümdarının unvanında Kara tabirinin geçmesiyle ilgilidir.(Kara Han, Kara Hakan vb.) ikinci sebep: Eski Türk kavimlerinde yönler renklerle ifade edilmekteydi ve Kara kuzeyi ifade etmekteydi. Türklerin hukuki rumuzunda kuzey yükseklik ululuk anlamına gelmekteydi. Diğer bir sebep; Kara sözünün eski Türkçe’de büyük, güçlü, uluğ anlamına gelmesiyle ilgilidir. İşte bu gibi nedenlerden dolayı bu devletin ismi Karahanlılar Devleti olmuştur.
Karahanlılar Devleti için kullanılan diğer bir isim İlik-Hanlar tabiridir. Bu görüşü batılı bir nümizmat yazılı kaynaklardan tespit etmiş , bu devlete ait sikkelerde hükümdar için kullanılan İlig kelimesinden yola çıkarak bu görüşü ileri sürmüştür. Fakat bu lakap ongun adları olan Arslan ve Buğra ile birlikte devletin dört alt kağanından yalnızca ikisi tarafından kullanılmıştır.İlig ve han unvanları birbirinden farklı iki rütbeye delalet etmektedir. Han veya Hakan; İlig’den daha yüksek bir rütbeyi gösterir. İlig-Han ise; Karahanlıların batı kısmının hükümdarlarının unvanı olup, onlar doğu kısmındaki büyük kağana bağlıydılar. Daha sonra Karahanlılar Devleti ikiye bölündükten sonra batı kısmındaki hükümdarlar kendilerini Han veya Kağan olarak isimlendirmişlerdir.
Muasır islam kaynakları Karahanlılar devletine ise; El-Hakaniye, El-Haniye, Mülûk El-Haniye, Mülûk El-Hakaniye yahut Al-i Afrasiyab ismini vermektedirler. Afrasiyab’ın Türkçe karşılığı Kaşgarlı Mahmud’a göre Alp Er Tonga’dır.
KARAHANLI DEVLETİ’NİN MENŞEİ
Karahanlıların menşei hakkında mevcut kaynaklarda bulunan bilgilerin çok eksik olması bu hususta muhtelif faraziyelerin ileri sürülmesine ve ilim aleminde bir fikir birliği varılamama-sına neden olmuştur. Karahanlıların menşei ile ilgili olarak ileri sürülen faraziyelerin en önemlileri : Uygur Faraziyesi, Türkmen Faraziyesi, Yağma Faraziyesi, Karluk Faraziyesi ve Kök Türk Farazyesi’ dir. Beyhaki Gaznelilerle ilgili kayıtlarında Gazneli ordusuna mensup Türklerin Karahanlıları diğer Türklerden farklı olarak TÜRK tesmiye ettikleri ifade edilmiştir. Bunlar Türk Hakanlıları olarak anıldıkları gibi, konuştukları dile Hakaniye Türkçesi denilmiş-tir. Türkler birçok kabile ve kavimden oluşan büyük bir topluluktur ve bunlar, birbirleriyle iktidar mücadeleleri yapmışlardır. Karlukların bir kısmının Ötüken’den batıya göç etmeleride işte bu gibi iktidar mücadelelerinden birinin neticesinde vuku bulmuştur. Eğer iddia edildiği gibi Karahanlılar Devleti’nin kurulduğu bölgelerde Yağmalar değil Karluklar ve diğer zümre-ler üstün olsalardı Ötüken’ de ağır bir darbe yiyerek bölgeye gelen Uygurların bu kadar kısa sürede devlet kurarak bölgeyi kontrol altında tutmaları mümkün olamazdı.
KARAHANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU VE İLK DEVİRLERİ
840 yılında Ötüken’deki Orhun Uygur Devleti yıkıldı. Bunun üzerine bu devlete bağlı olan Türk boyları, Yağma boyunun önderliğinde batıya göç ederek bu bölgede dağınık ve düzensiz olarak yaşayan Karluk , Çiğil ve Tuhsi gibi akraba Türk boylarını birleştirdiler. Bu geniş sahalarda eskiden beri yaşayan bir kısım Yağma topluluğu akraba toplulukların güçlü desteği ile müstakil bir devlet kurdular. Türk kavimlerinin büyük bir kısmını kendi idaresi altında birleştiren bu devlete Karahanlılar Devleti denmiştir. Satuk Buğra Han ’ın islamiyete geçmesi ile ilk Türk-İslam Devleti sıfatını taşıyan bu devletin coğrafi yönden de sınırları oldukça genişti. 9.-11. yy. Türk dünyasının en kuvvetli siyasi teşekküllerinden olan bu devleti kuran sülalenin; ortaya çıkış tarihi, devletin ne zaman ve kim tarafından kurulduğu son zamanlarda kaynaklara ve tarihi belgelere dayanarak Yağmalar olduğu söylenmiştir. Karahanlıların ilk devirleri ile ilgili mevcut ana kaynaklardaki bilgilere göre, Karahanlı Devleti’nin ilk hükümda-rının Bilge Köl Kadir Han olduğu belirtilmiş ve kuruluşunun 840 yılına denk geldiği belirtil-miştir. Devletin kurucusu olan Bilge Köl Kadir Han devri ve faaliyetleri hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Türkçe kaynaklardan Buğrahanlar Tezkeresi’ne göre, Bilge Köl Kadir Han, Samanilerle mücadele ederek hanlığın temelini oluşturmuşve 880 yılında vefat etmiştir.Onun ölümünden sonra büyük oğlu Bazir Arslan Han tahta geçmiştir. Küçük oğlu Oğulcak Kadir Han ise küçük kağan sıfatıyla devletin batı kısmından sorumlu olmuştur. Reşat Genç’e göre Karahanlılar, Türk idare geleneğinin bir icabı olarak ikili teşkilat esasına göre idare edilmiştir. Doğu kısmında oturan büyük kağan bütün devletin en yüksek rütbeli hükümdarı idi. Devletin batı kısmı ise büyük kağanın yüksek hakimiyetini tanımak şartıyla başka bir aile üyesi tarafından yönetiliyordu. Karahanlılar;Bazir Arslan Han ve Oğulcak Kadir Han devrinde onların babalarının devrindeki gibi, Samanilerle olan mücadele devam etti . 893 yılında Samaniler Karahanlıları yenilgiye uğrattı. Bu durum karşısında Oğulcak birliklerini Kaşgar’a çekip savunma çalışmalarını yoğunlaştırdı. O , kendi kuvvetlerini takviye ettikten sonra Samanilere bir sefer düzenledi ve üstün siyasi ve askeri başarılar göstermeye başladı. Bundan sonra Samaniler Devletinde isyanlar baş gösterdi. Bu isyanlardan istifade eden ilk Karahanlı hükümdarı Oğulcak Kadir Han’dır. Oğulcak Kadir Han 915’te vefat eden ağabeyi Bazir Arslan Han ’ ın yerine büyük kağan olmuştur. O tahta çıktığı esnada ; Karahanlılar Devleti ile Samaniler arasındaki çatışma kızışmaktaydı . Oğulcak öncelikle Tıraz bölgesindeki Samani etkisini tamamen yok ettiten sonra batıya doğru ilerlemiş ve zayıflamakta olan Müslüman Samanileri köşeye sıkıştırmak istemiştir . Samaniler halkının belli bir kesimi müslüman olmakla beraber, hükümdarları hâla putperestti.
SATUK BUĞRA KARAHAN VE KARAHANLILARIN İSLAMLAŞMASI
Bazir Arslan Han ’ dan sonra devletin başına geçen Oğulcak Kadir Han kaynaklardan anlaşıldığına göre çok katı bir putperestti . Hakan, Samanilerden gelen islam elçilerinin sözlerine kulak asmıyor, Samanilere karşı sert tutumunu devam ettiriyordu. Bu durumda Samani Devleti, Karahanlılar Devleti’ni içten parçalayarak tehditinden kurtulmayı planladı. Bu plana göre; Ebu Nasr Samani adında bir Samani, prensin başkanlığında 70 kişilik bir ticaret ekibi Kaşgar’a gönderildi. Oğulcak Kadir Han ona, misafirlere gösterilen itibarı gös-terdi ve Kaşgar’ ın hemen kuzeyindeki Artuş’ a yerleştirdi. Ebu Nasr, Artuş’a yerleştikten sonra ticari faaliyetlere başladı. Ebu Nasr, kafirlerin getirdiği bütün malları ve kumaşları satın alır, Oğulcak Kadir Han’ a değerli şeyler hediye ederek gönlünü alırdı. Nihayet O, Ebu Nasr ile arkadaşlık kurdu. Ona yaklaştı. Bunun üzerine Ebu Nasr ondan bir öküz derisinin kaplayacağı yer kadar kendisine mescid yapacak ve Allah’a ibadet edecek bir toprak parçası vermesini istedi. O da bu arzuyu kabul etti. Bu olaya Oğulcak’ın yeğeni Satuk Tekin’de şahit olmuştur.(Satuk Tekin, kendisinden önceki hükümdar çocuklarında bulunmayan kabiliyete sahip, zeki, anlayışlı, akıllı bir delikanlı idi.) Bu sırada Buhara’ dan bir kafile geldi. Satuk Tekin, onların getirdiklerini görmek ve taşıdıklarından haraç almak maksadıyla Ebu Nasr’ın yanına gelmiştir. Bu esnada öğlen namazı vakti gelmiş, müslümanlar namaza başladıkların-da Satuk Tekin şaşkınlık içerisinde namaz kılanlara bakmıştır. Namazdan sonra Ebu Nasr’ a yaptıkları şeyin ne olduğunu sormuş, O’ da, bunun müslümanlığın bir görevi olduğunu söylemiştir. Ayrıca Allah’ın güzel isimlerinden, peygamberimizin sünnetlerinden bahsetmiş Satuk Tekin bunları dinledikten sonra müslüman olmaya karar vermiş, uşaklarına ve yakın arkadaşlarına da müslüman olmalarını emretmiştir. Satuk Tekin islamın gereklerini gizlice öğrendikten sonra yakın akrabalarından 50 kişiyi bu dine davet etmiştir. Satuk Tekin ilk zamanlarında müslüman olduğunu amcası Oğulcaktan saklamıştır.Bu arada islami bilimleri iyice öğrenerek fakih olmuştur. 25 yaşına geldiği sıralarda kendine bağlı 50 müslümanla bir-likte Tabgaç Balık Kalesi’ni ele geçirerek burada amcasına karşı savaş hazırlıklarında bulun-muştur. Üç ay hazırlık yaptıktan sonra bin süvariyle birlikte Atbaşı’nı fethetmiştir.Bu galibi-yetle süvari sayısı üç bine ulaşmıştır. Birlikleriyle birlikte amcasının üzerine yürüyen Satuk Tekin, onu ağır bir yenilgiye uğratarak Sultan Satuk Buğra Karahan ünvanıyla tahta otur-muştur. Bu dönemden sonra devlet Karahanlılar Devleti veya Hakaniye Devleti olarak anılmaya başlanmıştır. Satuk Tekin amcası Oğulcak Kadir Han’a karşı giriştiği taht mücade-lesini kazandıktan sonra hakim olduğu bölgelerde İslamiyeti yaymaya başlamıştır. Samani Devleti, kendilerini tehdit eden bu devletin yerine, kendileriyle aynı dinde olan yeni bir Türk Devleti’nin zaferinden memnun oluyorlardı.Samaniler bu sayede hazırladıkları planda başarılı olmuşlardı.
KARAHANLI DEVLETİ’NİN FÜTUHATLARI VE GELİŞMESİ
Musa Buğra Karahan’ın Yayılmacılığı ve Karahanlıların Savaşları
Sultan Satuk Buğra Karahan vefat ettikten sonra yerine büyük oğlu Musa Buğra Karahan Kaşgar’da tahta geçmiştir.İkinci oğlu Tongaİlig ise Süleyman Arslan Han unvanı ile Balasagun da görev yaptı. Musa Buğra Karahan tahta geçtikten sonra babasının gayrimüslim Türklere yönelik izlediği politikasını devam ettirdi. Öncelikle devlet içinde bazı düzenlemeler yaparak devlet müesseselerini güçlendirdi. Ondan sonra devletin islamlaşma sürecini hızlandırmak için islam dininin şeriat hükümlerini, eski Türk idari yapısını muhafaza etmek şartıyla yasa haline getirdi. Bu olaydan sonra islam dininin Türkler arasında yayılması artık bir cihad mahiyetini almaya başlamıştır.Musa Buğra Karahan Koçu Uygur Hanlığını ortadan kaldırmak için bu hanlığa karşı iki koldan sefer düzenlemiştir. Kaşgarlı Mahmud’un eserinde bu savaşla ilgili bilgiler verilmiştir. Bu kaynaklardan anlaşıldığına göre Musa Buğra Karahan bu savaşlar-da başarılı olsa da Koçu-Uygur Hanı’nı budizmden vazgeçirememiştir. Sonuç itibariyle 960’lı yıllardan sonra Koçu Uygur ülkesi de Karahanlıların sınırları içinde gösterilmeye başlanmıştı. Musa Buğra Karahan daha sonra Udun Visara Hanlığına saldırıda bulunmuş ilk başta üstün-lük sağlamışsa da karşı tarafın taarruza geçmesiyle geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Musa Buğra Karahan, kardeşi Süleyman Arslan Han’dan yardım istemiş ve daha büyük bir kuvvetle Udunlulara karşı savaş başlamış, Udun Budistleri bu savaşta yenilmişlerdir. Bu savaştan sonra Musa Buğra Karahan Kaşgar’da vefat etmiştir.
Karahanlıların Maveraünnehir’i Fethetmesi ve Samaniler Hakimiyetinin Yıkılışı
Karahanlılar ile Udun -Visara hanlığı savaşırken Süleyman Arslan Han’ın Balasagun’daki oğlu Harun Buğra Karahan Samaniler hanedanlığına karşı savaş hazırlığı içerisindeydi. Bu esnada Samaniler Hanedanlığı’ nda iç çekişmeler ve taht kavgaları giderek artıyordu. Bu nedenle Samaniler Devleti siyasi ve ekonomik krizin eşiğine gelmişti. Harun Buğra Karahan işte bu fırsattan yararlanarak Fergane bölgesini ele geçirmiştir.Karahanlı ordusu yerli halk tarafından sevinçle karşılanmıştır. Harun Buğra Karahan Maveraünnehir’den ayrıldıktan sonra Ebu Ali Hasan’ ın ikinci oğlu İlig Nasr Maveraünnehrin fethi için çalışır. O Samanilerin iç çekişmeler-inden faydalanma politikası izleyip onlara karşı bir sefer düzenler. Samanilerin hanı Sebuk Tekin’den yardım ister. Sebuk Tekin’in yardımı üzerine Karahanlı ordusu burada yenilgi alır. Daha sonra taraflar arasında antlaşma imzalanır.
İlig Nasr ve Yusuf Kadir Han komutanlığındaki Karahanlı ordusu 23 Ekim 999’da herhangi bir direnişle karşılaşmadan Buhara’ya girer. Samanilerin Buhara valisi teslim olur. Sonuç olarak 870 yıldan beri Maveraünnehir bölgesini idare etmekte olan Samaniler tamamen ortadan kal-dırılıp tarih boyunca büyük medeniyetlere ev sahipliği etmiş Maveraünnehirin kontrolü uzun bir aradan sonra Türklerin eline geçmiştir.Maveraünnehirin fethi Müslüman Türk tarihindeki önemli olaylardan birisidir.
A)Tarih boyunca büyük medeniyetlere ev sahipliği yapan Maveraünnehir bölgesi dahil bütün Orta Asya artık Müslüman Türklerin idaresine geçmiştir. Bu da bölgenin Türkiyeleşme süre-cini hızlandırmıştır.
B) Maveraünnehir’in fethedilmesi bölgede henüz müslüman olmayan Türk topluluklarının da müslüman olmalarını hızlandırıp, bölgedeki eski Türk kültürü ile islam kültürünün kaynaştı-rılıp yeni bir Türk-İslam medeniyetinin oluşmasını sağlamıştır.
C) Maveraünnehir’ in fethi, bu defa eski dönemlerdeki gibi silah gücüyle zorla değil de gönül-lerin fethedilmesiyle gerçekleştirildiği için ekonomik ve kültürek bakımdan fazla zarara uğranmadı.
D) Maveraünnehir’ in fethi, müslüman Türklerin batıya açılmasındaki İran engelini ortadan kaldırdı.
MUNTASIR GAİLESİ : 999 yılında Samanilerin yok edilip Maveraünnehir fethedil-diğinde Samanilerin en son padişahı Abdülmellik b. Mansur kardeşi ile Özkent’e hapsedil-mişti. Daha sonra kardeşi kadın kılığına girerek hapisaneden kaçıp Harezm’e gelir. O Harezm ve çevresinden Samanilerin dağılmış bazı askeri güçlerini toparlayıp 1000 yılından itibaren Samaniler Hanedanlığını tekrar kurmak için birkaç defa Buharaya ve Maveraünnehire saldırır Fakat Karahanlı ordusu tarafından ağır yenilgiye uğratılarak hedefine ulaşamaz.Nihayet onun toplama ordusu 1006 yılında Karahanlı ordusu tarafından tamamen ortadan kaldırılır. Bu olay Muntasır Gailesi olarak tarihteki yerini alır.
KARAHANLILARIN GAZNE DEVLETİ İLE OLAN İLİŞKİLERİ
Maveraünnehir’ in fatihi İlig Nasr, Muntasır Gailesinin devam ettiği bir sırada onunla yaptığı bir antlaşma ile Gaznelilere bıraktığı Horosan’ ı da ülkesine katmaya karar vermişti. Dolayısıyla o Gazneli hükümdarı Sultan Mahmud’ un seferde bulunmasından yararlanarak Horosan üzerine iki ordu gönderdi. Ordulardan biri Hirat’ı ele geçirdi. Diğer ordu ise Belh’e girdi. Bu haberi duyan Sultan Mahmud, katıldığı seferden dönüp, Belh civarında İlig Nasr’ın ordusu ile savaştı. Savaşta İlig Nasr yenildi. Fakat bu yenilgiye rağmen İlig Nasr Horosan’ dan vazgeçmedi. Udun hükümdarının da desteğini alarak yeni bir sefere katılan İlig Nasr, bu sefer de yenilgiye uğramıştır. Artık söz konusu bölgede yeni bir Türk Hanlığı Gazneliler ortaya çıkmıştır. Gazneliler karşısında alınan bu yenilgi Karahanlı ailesinin içerisinde huzursuzluk-ların çıkmasına neden olmuştu. Sultan Mahmud bu karışıklıların giderilmesi için elçiler göndermiş ve uzlaşmayı sağlamıştır. Ancak çok geçmeden İlig Nasr vefat etmiştir.
Semerkand’daki Ali Tekin’in Selçuklularla birleşerek yaptığı bazı girişimler Sultan Mahmud’u rahatsız eder . Dolayısıyla Yusuf Kadir Han ile Sultan Mahmud orduları ile beraber Semer-kand’ da buluşarak meseleyi aralarınd a görüşürler. Görüşmede şu kararlar alınır: Ali Tekin meselesi halledilip Maveraünnehir ondan alınacak, Selçuklu Arslan Yabgu meselesi halledilip Horosan bölgesi kontrol altına alınacak. Antlaşmaya her iki tarafın sadık kalmalarını garanti-lemek için akrabalık ilişkileri kurulacak. Sultan Mahmud ’un oğlu ile Yusuf Kadir Han’ ın kızı evlendirilecek. Bu antlaşmaya tarihte Semerkand Antlaşması denilmiştir.
KARAHANLI HÜKÜMDARLARI ARASINDAKİ İÇ ÇEKİŞMELER VE KARAHANLILAR
DEVLETİ’NİN DURAKLAMASI
İlig Nasr vefat ettikten sonra yerine kardeşi Mansur İlig han olur. O ağabeyinin izinden gider. O, bölgedeki gücünü artırıp kısa zamanda hanedanlığın en gözde hükümdarlarından biri konumuna gelir. Mansur Büyük Kağanın yetkilerini genişletip diğer kağanın etkisini azaltma-ya çalışır. Onun bu hareketine küçük kardeşi destek verir. Bütük kağan bu harekete karşı koymak için Yusuf Kadir Han ve onun kardeşi Ali Tekin’in desteğini alarak Mansur İlig’e karşı asker gönderir . İki taraf Özkent şehrinin yakınlarında savaşır . Harzemşah hükümdarının arabuluculuk yapmasıyla bu iki tarafın araları düzelir. Yusuf Kadir Han’ın, saltanatı dönemin-de merkezi yönetim güçlendirilir. Bölge hükümdarlarına verilen yetki kısıtlanır. Siyasi ve askeri kurumlar tekrar gözden geçirilierek denetlenir. Devlet bu tedbirler sayesinde siyasi, ekonomik ve kültürel alanda hızlı bir şekilde gelişir. Yusuf Kadir Han vefat edince yerine oğlu Süleyman “Arslanhan” ünvanıyla tahta geçer. O tahta geçtikten sonra devletin kuzeybatısın-daki kontorlü güçlendirmek amacıyla başkenti Kaşgar’ dan Balasagun’ a taşıdı. Süleyman Arslanhan büyük kağan olduğu dönemde babasının koyduğu tedbirleri aynen uygulamaya devam etti. Bütün bu girişimler Karahanlı Devleti’nin ikiye bölünmesine engel olamadı.”
KARAHANLILAR DEVLETİNİN BÖLÜNÜŞÜ VE SEBEPLERİ
Musa Buğra Han 992’de ölünce oğlu Ebu Hasan Ali, Hotan Budistleri ile yapılan savaşta öldüğü için kardeşi Süleyman Arslanhanın oğlu Hasan (Harun Buğra Karahan)tahta geçti.Musa Buğranın torunları, Harun Buğra’nın büyük Han olmasına itiraz edip Balasagun’da ihtilala yapmayı düşünüyordu.Bu sırada Buhara’da olan Harun Buğrahan, Balasagun’a dönüp ihtilali önledi.Harun Buğra 998’de ölünce devlet meclisi, Musa Buğra’nın torunu Ahmed İbn Ali’yi tahta geçirdi.Ahmed İbn Ali, hükümdar olunca Harun Buğrahan’ın oğullarını merkezi yönetimden dışladı.Karahanlı hanedan üyeleri Ali grubu ve Hasan grubu diye ikiye bölündü.Ali grubu, Musa Buğra’nın oğlu Ebu Ali Hasan’ın soyundan gelenlerdi.Hasan grubu, Süleyman Arslanhan’ın oğlu Hasan İbn Süleyman’ın soyundan gelenlerdi.
Ali grubunun faaliyet alanı Özkent ve Semerkand’ı içine alan Maveraünnehir bölgesiydi.Hasan grubunun ise Balasagun ve Kaşgar bölgeleriydi.
1015’te Ahmet Toganhan’ın yerine kardeşi Mansur İbn Ali’nin geçmesiyle iki grup arasındaki çekişme iyice arttı.Hasan grubundan Hotan fatihi Yusuf Kadir Han Mansur’un büyük han olmasını istemiyordu.O, 1024’te devlet meclisindeki taraftarlarıyla Mansur’un hanlığını tanımayıp kendisini doğunun hükümdarı(Melikül Maşrık)ilan etti.Mansur, kardeş kanının dökülmemesi için büyük hanlık tahtından indi.Yusuf Kadir Han, büyük hanlıkta düzenlemeler yaptı.Başkenti, Balasagun’dan Kaşgar’a taşıdı.Büyük kardeşi Ahmed İbn Hasan’ı Balasagun valisi(Sır Deryanın doğusu-Yedisu), küçük kardeşi Ali Tekin’i Semerkand valisi(Maveraünehir)yaptı.Ancak bu iki kardeş Selçuk Türklerinin ve Ali grubundakilerin kışkırtmasıyla Yusuf Kadir Hana isyan etti.Ahmed İbn Hasan kendini büyük han ilan edip Balasagun, Hacend ve Fergane’ya hakim oldu.Hotan Budistleri kardeşler arasındaki iç kargaşadan faydalanıp ayaklandılar.Yyusuf Kadir Han kardeşlerinin isyanını 1026’da Gazneli Sultan Mahmutla bastırdı.Hotan’a sefer düzenleyip Hotan’da birtek Budist bırakmadı.Henüz Müslüman olmayan Budistler Müslüman oldu.Böylece Yusuf Kadir Han merkezi hakimiyetini güçlendirdi ve 1032’ye kadar saltanatını sürdürdü.
Yusuf Kadir Han ölünce yerine oğlu Süleyman Arslanhan unvanıyla tahta geçti.
DOĞU KARAHANLILAR
SÜLEYMAN ARSLAN HAN
Devlet bölündükten sonra tarihte Doğu Karahanlılar olarak anılmıştır.Doğu Hanlığın ilk kağanı Süleyman Arslanhandı.Onun döneminde doğudaki gayrimüslim Türklerle savaşıldı.Bu savaşlar destanlar şeklinde Kaşgarlı Mhmud’un eserinde yer almıştır.Doğu Karahanlılar Yabaku, Basmil, Çumul ve Yimeklerle mücadele etmiştir.Yabaklarla yapılan savaş sırasında Yabaku tehlikesi yüzünden Karahanlılarla anlaşan Basmiller ve Çumullar, daha sonra antlaşmayı bozduysa da Arslan Tekin’e yenilerek Doğu Karahanlı idaresine girmişlerdir.Böylece tüm Balkaş ve Alagöl Doğu Karahanlı idaresine girdi.Varuk kitabesi bu savaşların bir hatırasıdır.Bu savaşlar 1041-1042 yıllarında olmuştur.Devletin doğusunda beliren isyanlar ve bunun sonucunda yapılan savaşlar sebebiyle Süleyman Arslanhan, İlig Nasır oğullarının devletin batıya hakim olup bölünme faaliyetlerinde bulunmalarını önleyemedi.
Süleyman Arslanhan ve Yusuf Kadirhanın oğulları doğudaki aileleri bertaraf edip işbirliği yaparak faaliyet alanlarını belirlemek için1043-1044’te Tayungular meclisini topladılar ve şu kararları aldılar.Süleyman Arslanhan Balasagun ve Kaşgar, Muhammed Han Talas ve İsficab, Mahmut İbn Yusuf Fergana, Hüseyin Barsgah şehrinden sorumlu olacaktı.Doğu Karahanlı hükümdarlarının aldığı bu karar, Batı hanlıktaki İlig Nasr oğullarına yapılan müşterek hareketlerin bir ifadesiydi.Dolayısıyla Doğu Hanlık Fergana ve Özkent’i sınırlarına katmayı başardı.
Süleyman Arslanhan , adil ve dindar bir hükümdardı.Alimlerin dostu ve hamisiydi.Dolayısıylaher taraftan alimler onun katına getirilirdi.Gayrimüslim Türklerin de hanlığın tabiiyetinde huzur içinde yaşamasına izin verdi.Ona “ilmin ve dinin dostu”de denilmiştir.Onun devrinde Buhara ile Semerkand arasındaki 10 bin çadırlık konar-göçer gayrimüslim Türk topluluğu İslamiyete geçti.Devlet işlerinde başarılı ve merhametli olan Süleyman Arslan Han, bilinmeyen bir sebeple kardeşi Muhammed ile 1056’da yapılan bir savaşta esir düşüp ördürüldü.Ağabey katili Muhammed kendisini Doğu Hanlığın kağanı ilan etti(1058).Ancak Muhammed de yerini büyük oğlu Hüseyin’e bıraktı.Muhammed’in küçük hatunu, Muhammed’i, Hüseyin’i ve ailenin birçok ferdini zehirleyerek ortadan kaldırttı.Bçylece hanlık tahtına 1058’de İbrahim çıktı.Bu siyasi darbede Kaşagarlı Mahmud Kaşgar’ı terkedip Divanu Lügatıt Türk adlı eserini yazdı ve Bağdat’taki Abbasi halifesine sundu.
İBRAHİM İBN MUHAMMET HAN VE TUĞRUL KARAHAN MAHMUT
İbrahim Han’ın saltanatı çok uzun sürmedi.Onun devrinde devlet işlerinde daha çok annesi söz sahibiydi.Onun kağanlığı devletin önde gelen ak sakallıları da tasvip etmedi.Batı Karahanlı hükümdarı Tamgaç Han, Doğu Hanlığındaki bu aile çekişmelerinden faydalanarak Fergana, Şaş ve Tünhas’ı ele geçirdi.İbrahim Han, annesinin isteği üzerine Barsgan’a saldırdığında Barsgan serdarı İlig Tekin tarafından öldürüldü.İbrahim ölünce yerine Mahmut, “Tuğrul Karahan” ünvanıyla tahta geçti.
Onun döneminde Arslan Tekin 40 bin kişilik Müslüman ordusuyla 700 bin kişilik Yabaku ve Basmil ordusunu yendi.Tuğrul Karahan, Kaşgar valisi Ebu Ali Hasan ile birlikte Batı Karahanlılara kaptırılan toprakları tekrar zaptetemek için Şemsül Mülk’e savaş açtı.(1068) Savaşta Fergana geri alındı ve iki taraf arasında sınır kabul edildi.Tuğrul Karahan’ın askeri ve siyasi faaliyetleri hakkında fazla bilgi yoktur.Tuğrul Karahan ölünce yerine oğlu Tuğrul Tekin Ömer geçtiyse de iki ay sonra Kaşgar valisi Ebu Ali Hasan (Harun Buğra Han)ünvanıyla kağan oldu.
HARUN BUĞRA HAN
Harun Buğra Han Doğu Karahanlıların ilk hükümdarı Süleyman Arslan Han’ın büyük oğludur.Ona “adalet ve dinin savunucusu”, “dinin şöhreti”, “Melikül Maşrik”vb. ünvanlar verilmiştir.Harun Buğra Han dönemi siyasi istikrarın sağlandığı, ekonomik ve kültürel alanda devletin geliştiği bir dönemdir.O, 1089’da Özkent’e gelen Melik Şahı destekledi ve onu Türk dünyasının büyük kağanı olarak tanıdı.Böylece 1050lerden itibaren Türk dünyasının liderliği Karahanlılardan Büyük Selçuklulara geçti.Kaşgarlı Mahmud, Selçuklu Türklere “zamanımızın hanları” demiştir.
Harun Buğra Han döneminde Doğu Karahanlı başkenti Kaşgar önemli bir kültür merkezi haline geldi.Bu dönemde Karahanlıların diğer topraklarında iç mücadeleler olsa da Harun Buğra Han Balasagun ve Kaşgar’da başarılı bir yönetim sergiledi.Harun Buğra Han’a alimler büyük itibar ederdi.Balasagunlu Yusuf Has Hacip, Kutadgu Biligi 1070’te Kaşgar’da yazıp Harun Buğra Han’a sundu.Tarihi Kaşgar, Divanı Lugatıt Türk, Atabetül Hakayık, Divanı Hikmet bu dönemde ve bu coğrafyalarda yazılmıştır.
AHMET HASAN ARSLANHAN VE II.İBRAHİM
DOĞU KARAHANLILARIN KARAHİTAY İSTİLASINA UĞRAMALARI
Harun Buğra ölünce yerine oğlu Ahmet geçti.Onun döneminde Doğu Karahanlılar, Kaşgardan birkaç günlük mesafede Karahanlı topraklarına akan Karahitayları yendi ve onların batıya ilerlemelerini bir süre durdurdu.
Ahmet Arslan Han 1128’de ölünce yerine oğlu II.İbrahim geçti.O, babası gibi kabiliyetli değildi.Ülkenin kontrolünü elinde tutamadı.1130’da Karluklar ve Kangklılar isyan etti.İbrahim, bu isyanı bastırmak için Karahanlı toprağını işgal etmek için güç toplayan Karahitay serdarı Gürhan’dan yardım istedi.Bunu fırsat bilen Karahitaylar, Karluk ve Kangklı isyanını bastırdı.1134’te Balasagun’u zaptetti ve İbrahime “İlig i Türkmen” ünvanıı verdi.Onun hakimiyetindeki kuzey bölgeleri ele geçirip İbrahimin Kaşgarda kalmasına izin verdi.Böylece Doğu Karahanlılar, Karahitayların kontrolüne girip çömküşe geçti.Doğu Karahanlı başkenti Balasagun ilk defa Karahitayların siyasi merkezi oldu.Karahitaylar bu şehre Balgasun/Güzel şehir adını verdi.
DOĞU KARAHANLILAR HANLIĞININ YIKILIŞI
1130lardan itibaren Doğu Karahanlılar siyasi krize girdi.İbrahimin, Karluk ve Kangklı isyanlarını bastırmak için Karahitaylardan yardım istemesi ve Karahitayların Balasaguna yerleşmeleri Doğu Karahanlıların çöküşünü başlattı.1134’ten sonra Doğu Karahanlı idaresinde yalnız Kaşgar-Hotan arasındaki bölgeler kaldı.İbrahim, Karahitaylar tarafından hanlıktan, İlig i Türkmen statüsüne düşürüldü.Karahitaylar, İligi Türkmenlere sadece Kaşgarı başkent olarak bıraktı.İbrahimin Karluklarla yapılan savaşta ölmesiyle kaynaklarda Karahanlı hükümdarları hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır.İbrahim ölünce Muhammed, Yusuf ve Muzaffer Karahitaylara bağlı yaşadılar.(1211) Bu dönemlerdeki siyasi olaylar hakkında fazla bilgi yoktur.Muzaffer 1211’de Kaşgar’da öldü.Karahitay sarayında rehin olan Ebul Fettah Moğol Nayman Başkanı Küçlük tarafından Kaşgara getirildi ve tahta çıkamadan prensler arasında çıkan bir isyanda öldürüldü.
Muhammed ölünce Doğu Karahanlı Hanlığı tarih sahnesinden silindi.1211’de Cengiz Han’dan kaçıp Altaylara yerleşen Moğol Nayman kabilesi Doğu Karahanlı topraklarında Nayman Hanlığını kurdu.Küçlük’ün hakimiyeti 1218’de Cengiz’in Kaşgarı istilasına kadar sürdü.
BATI KARAHANLILAR
MUHAMMED İBN NASR(ALP TEKİN) VE İBRAHİM İBN NASR(BÖRÜ TEKİN)
Karahanlıların son kağanı Süleyman Arslan Han döneminde Ali grubundab İlig Nasr’ın oğulları Muhammed ve İbrahim Büyük Kağan’a isyan edip 1037’de Özkent’i, 1040’ta Buharayı ele geçirdi.Devletin batı kanadının İlig Hanı Yusuf İbn Ali çaresizlikten Kaşgara çekilip Süleyman Arslan Hana sığındı.Böylece devletin batı kolunun tün hakimiyeti İlig Nasr oğullarının eline geçti.Onların hakimiyetindeki bölgeye Batı Karahanlılar Hanlığı, İlig Hanlar Devleti dendi.
Batı Karahanlıların ilk kağanı Muhammed İbn Nasr oldu.Kardeşi İbrahim Semerkant’ta kalıp Muhammed adına Maveraünnehir ‘i idare etti.Özkenti ve Semerkant’ı başkent yapan Batı Karahanlılar, Muhammed döneminde Doğu Karahanlı idaresindeki Maveraünnehir, Hocend ve Batı Fergana bölgesini ele geçirdi.
Muhammed 1052’de Özkentte ölünce kardeşi İbrahim “Börü Tekin” ünvanıyla Semerkantta tahta geçti.O, devlet işlerini Semerkantta yürüttüğü için Semerkant, devletin ikinci başkenti oldu.O, siyasi, ekonomik ve kültürel alanda devleti kalkındırmak için bazı tedbirler aldı.Böylece Maveraünnehir, dünyanın en modern ve gelişmiş bölgesi haline geldi.Onun aldığı tedbirler şunlardır.
-Merkezi yönetimi güçlendirdi, siyasi istikrarı sağladı.
-Halkın özel mülküne zarar veren unsurları ortadan kaldırdı.Ekonomik kalkınma için güven ortamını yarattı.Hırsız ve eşkıyaların kökünü kazıdı.
-Para ıslahatı yaparak enflasyonu önledi.Paralar bakır gümüş karışımıydı.
-Kentleşmeye önem verdi.Maveraünnehir’e birçok yeni şehir yaptırıp bu şehirleri eğitim ve kültür müesseleriyle donattı.
-Din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı.Dinin suistimal edilişinin önüne geçti.İbrahim, dinine sadık bir nüslümandı.Sunni mezhebindendi.Devlet işlerini din adamlarına danışırdı.
-Devlet işlerine karışan Şeyh İmam Ebul Kasım Semerkandiyi öldürttü.
-Buhara ve Semerkantta ortaya çıkan Şii isyanlarını bastırdı.
Bu tedbirler sayesinde Batı Karahanlılar siyasi, ekonomik ve kültürel alanda çok gelişti.Doğu Karahanlıların egemenliğindeki Şaş İlak ve Fergana Batı Karahanlıların eline geçti.
ŞEMSÜL MÜLK BATI KARAHANLI ELÇUKLU İLİŞKİLERİ
Börü Tekin, ölmeden önce tahtı büyük oğlu Şemsül Mülk Nasr’a devretti.Diğer oğlu Sues Togan Han, Şaş ve Tunkent valisiydi.Ağabeyinin kağanlığına itiraz edip isyan etti.Doğu Karahanlılar, bu taht kavgasından faydalanarak Şaş, İlak ve Ferganayı geri almak için Batı Karahanlılara savaş açtı.Bu savaş bir barış antlaşmasıyla sonuçlandı.
Şemsül Mülk Nasr, “doğunun ve çinin hükümdarı” ünvanını aldı.Adaletli ve hayırsever bir hükümdardı.Bu dönemde Kervansaray, medrese ve hastaneler yaptırıldı.Ticaret geliştirildi.Şemsül Mülk Nasr, kültür ve imar faaliyetlerine önem verdi.Buharada Şems Ababadlı büyük bir mamure yaptı.Şemsül Mülk Nasr ölünce yaptığı Gorıka defnedildi.Bu dönemde yağtırılan hayır müesseleri günümüzde Ribati Melik kitabeleri adıyla ortaya çıkmıştır.
Şemsül Mülk Nasr döneminde hükümdar ve dini güçler arasında iktidar mücadelesi vardı.Şemsül Mülk Nasr, devlet işlerine karışmak isteyen Buhara imamını idam ettirdi.
Şemsül Mülk Nasr döneminde Selçuklular, Maveraünnehire sefer düzenledi.Aslında bu sefer Börü Tekin(İbrahim)zamanında başladı.Alp Arslan Merv Meliki iken 1061’de onun memleketlerini istila etti.Bu sebeple İbrahim Karahan, Abbasi halifesinden Selçukluların Maveraünnehire saldırmalarını durdurmalarını istedi.Fakat Abbasi halifesi, Selçuklu idaresinde olduğundan İbrahim Karahanın girişimi sonuçsuz kaldı.1072’de Alp Arslan, Şemsül Mülk Nasr ile oğulları arasındaki macerayı yatıştırmak için 2bin kişilik orduyla Maveraünnehir seferine çıktı.O, gemilerle 24 günde Ceyhun nehrinden karşıya geçti.Buharaya kadar ulaştı.Batı Karahanlılar, Barzan kalesinde Selçuklu ordusuna direndi.Yusuf Harezmi, mukavemetin imkansız olduğunu düşündü ve bir suikastle Alp Arslanı 1072’de öldürdü.Böylece Selçuklu ordusunun Maveraünnehir seferi kısa bir sürede durdu.Şemsül Mülk fırsattan istifade Tırmız’ı zaptedip Belh’e kadar ilerledi.Melikşah taht mücadelesinin kazandıktan sonra 1074’te Maveraünnehir’e sefer çıktı ve Tırmız’ı geri alıp Semerkant’a ilerledi.Şemsül Mülk, Selçuklulara karşı koyamayacağını anlayınca Selçuklu veziri Nizamül Mülk aracılığıyla barış istedi.Böylece iki soydaş ülke arasında barış antlaşması yapıldı ve akrabalık kuruldu.
SELÇUKLULARIN MAVERAÜNNEHİRİ İSTİLASI VE SELÇUKLU KONTROLÜNDEKİ BATI KARAHANLI HANLIĞI
1080’de Şemsül Mülk ölünce yerine kardeşi El-Hızır geçti.Onun saltanatı kısa sürdü ve yerine oğlu Ahmet geçti.Ahmet tahta geçince Ulema Melikşahtan yardım istedi.Ulemanın isteği üzerine Melikşah Buhara ve Semarkant’ı zaptedip Ahmet Hanı esir aldı ve İsficaba götürdü.Bu sırada Batı Karahanlı tahtına Yakup çıktı.Maveraünnehirde çıkan isyan üzerine Melikşah Maveraünnehir seferine çıktı.1096’da Semerkant’ı zapttetti.Melikşah, Ahmet Hanı tabiilik şartıyla Semerkantta tahta geçirdi.Fakat Ahmet Han, Ulema tarafından idam edildi.Melikşahın , Ahmet Hanı Semerkanta bırakmasıyla Batı Karahanlılar tamamen Selçuklu kontrolüne girdi.Melikşah ölünce taht mücadelesini kazanan Berk Yaruk, Batı Karahanlı tahtına Mesut, Süleyman, Muhammet, Harun vb.şahısları çıkardı.Harun Han, Selçukluların fetret devrinden yararlanarak Horasanı ele geçirmek istedi.Fakat Selçuklu Horasan Meliki Sancar tarafından Tırmız için yapılan savaşta esir alındı.Sancar Maveraünnehiri teşkilatlandırdı ve yiğeni Arslan Han Muhammedi, kağan ünvanıyla Batı Karahanlı tahtına geçirdi.
SULTAN SANCARIN BATI KARAHANLILARI İDARE ETMESİ VE KARAHİTAYLARIN BATI KARAHANLILARI İSTİLASI
Sultan Sancar 60 yıl Merv’de Selçuklu hakimiyetini temsil etti.Büyük Selçuklu imparotorluğunun son temsilcisiydi.O, Horasan Melikiyken Batı Karahanlı hükümdarı Harun Hanın gailesini bertaraf etti.Maveraünnehiri teşkilatlandırdı.Yiğeni Arslan Han Muhammti Batı Karahanlı tahtına çıkardı.Arslan Han Muhammetin bastığı paralar da Sancarın adı vardı.Arslan Han Muhammet, Karahanlı hanedan azalarının isyanlarını Sancarın yardımıyla bastırıp 28 yıl tahtta kaldı.Sultan Sancar 1118’de B.Selçuklu tahtına geçince sırayla Batı Karahanlı tahtına İbrahim, Muhammet ve Mahmut Hanları geçirdi.Mahmut Han Karahitaylarla Hocendde yapılan savaşı kaybedip Semerkanta kaçtı.Karluklarla anlaşmazlığa düşen Mahmut, Sancardan, Karluklar, Karahitaylardan yardım istedi.Sultan Sancar ve Mahmutun ordusuyla Karahitay ordusu Katvanda karşılaştı.1141 Katvan savaşında Sultan Sancar ve Mahmutun ordusu Karahitaylara yenildi.Sultan Sancar, Horasana kaçtı.Karahitaylar Maveraünnehiri ele geçirdi.Batı Karahanlı tahtına geçen İbrahim 15 yıl Karahitaylara sadık kaldı.Horasanda bulunan Mahmuta Selçuklular hükümdarlık teklif etti.Selçuklu hükümdarı Mahmut ve oğlu Muhammet Horasan fatihi Ay-Aba tarafından idam edildi.
BATI KARAHANLI HANLIĞININ YIKILIŞI
İbrahim Handan sonra Batı Karahanlı tahtına Ali “çağrul Han” ünvanıyla geçti.O, Karluklarla savaşıp, Karluk reisi Yabgu Hanı öldürdü.Aliden sonra kardeşi Mesut, Kılıç Tabgaçhan ünvanıyla tahta geçti.O, iç karışıklıkları önledi.Oğuz ve Karluklara karşı başarılar elde etti.Mesut’tan sonra tahta Nasr geçti.Nasr’tan sonra Muhammet, Muhammet’ten sonra İbrahim tahta geçti.1204’te “Osman Buğra Han”ünvanıyla tahta geçti.Osman iyi bir hükümdardı.Karahitaylar ve Müslümanlar arasındaki anlaşmazlıkları Sulh yoluyla Osman çözdü.1210’da Osman Buğra Han Harezmşahı Muhammet ile anlaşıp Talas nehri kıyısında Karahitayları yendi.Harezmlilerin bu galibiyeti bahane edip Semerkant halkına kötü davranmasıyla Osman ve Muhammetin arası bozuldu.Osman bu sebeple Semerkant’taki Harezmlileri öldürmesiyle Harezmşahı Muhammet Semerkantı ele geçirip Osman Buğra Hnı esir aldı.1212’de Batı Karahanlıların son hükümdarı Osman Buğra Hanı, Muhammetin karısını kışkırtmasıyla Harezmşahı tarafından öldürüldü.Böylece Batı Karahanlı Hanlığı tarih sahnesinden silindi.
FERGANE HANLIĞI
Karahanlılar 1041’de bölününce Fergane bölgesi önce batı sonra Doğu Karahanlıların eline geçti.Doğu Karahanlılar hükümdarı Ahmet Togan Han ölünce bölge Ali Tekin soyundan gelenlerin eline geçti(köksagun).1141’deki Karahitay istilasından sonra Ferganede Özkent başkentli bir Karahanlı Devleti kuruldu.Hükümdarlarına Tuğrul Buğra Karahan ünvanı verildi.İlk hükğmdarları Hüseyindir.Bu Karahanlıların hükümdarlık ünvanında Tüürk adı vardı.Hüseyin ölünce yerine oğlu Mahmut “Tuğrul Karahan”ünvanıyla tahta geçti.Günümüzde ona ait sikkeler vardır.İbrahim, 1141 Katvan savaşıyla Batı Karahanlıların Karahitay istilasına uğraması üzerine kendi hanlığın bağımsız olarak Batı Karahanlıların devamı şeklinde gördü.Nasr ve Muhammet dönemine ait sikkeler günümüzde mevcuttur(Uluğ Sultan Kadir Han).Uluğ Sultan Kadir Han devrinde Fergane Hanlığı hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.1211’de hanlığa Harzemşahlar son verdi.
KARAHANLI DEVLET TEŞKİLATI VE KÜLTÜRÜ
840’da Türk devlet sistemi ve kültüründe büyük bir değişiklik yaşandı.Taht kavgaları, ve iç diş düşmanların desteğini alan Yenisey Kırızlarının saldırılarıyla Orhun-Uygur devleti yıkıldı.Orhun-Uygur devletinin yıkılmasıyla Türk Bozkır Hakimiyetinin Ötüken ile bağlı olduğu inançta yıkıldı.Böylece Uygur boylarından Yağmalar, Pan Tekin ailesinden bir prensin başkanlığında Ötükenden batıya göç etti.Onlar, Yedisu ve Kaşgara gelip orada eskiden beri yaşayan akraba kavimlerle Balasagun ve Kaşgar merkezli Karahanlılar devletini kurdu(Batı Uygur devleti, Hakanlılar devleti, El Afrasiyab devleti).Bu dönemde Orta Asya Türklerinin yönetim şeklive kültürü değişti.
DEVLET TEŞKİLATI
Karahanlı Devlet teşkilatı hakkında büyük devlet adamı ve edip Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı eserinde önemli bilgiler bulunmaktadır.İslan idare müesselerinde Naiplik, muhtesiplik, kadılık, ordu ve mezalim kadıları gibi unsurlar Karahanlılara geçti.Merkezi idare,taşra idaresi ve askeri teşkilat açısından eski Türk idare yapısını koruyordu.Karahanlı dönemi idari müesseleri ve gelenekleri diğer Türk-İslam devletleri tarafından kullanılmaktaydı.
Karahanlılarda devletin en büyük hükümdarı “Arslan Kara Kağan” ünvanını taşırdı.O, tüm Karahanlı sahasının en yüksek hakimiydi.Devletin batı kanadının hükümdar “Buğra Karahan” veya “İlig Han”ünvanını taşırdı.İlig Han ikinci kağandı ve büyük kağan tayin ederdi.Arsk-lan Kara Kağan tahttan inince yerine Buğra Kara Han geçebilirdi.Buğra Kara Hanın yerine alt kağanlar sırasına göre geçebilirdi.Kademe kademe yükselme esasına dayalı bu rütbeler muayyen bir sistem oluşturuyordu.Haleflerin tayini rütbe esasına dayalıydı.Her rütbenini bir ünvanı ve derecesi olduğundan Karahanlıların bütün Türkçe ünvanları değişebilirdi.Sadece müslümancı ad ve ünvanlar değişmezdi.Bir şahıs aynı anda birkaç müslümancı ünvan kullanabilirdi.Dolayısıyla o, şahsın önce müslümancı sonra Türkçe ünvanı söylenirdi.
Karahanlılarda hakimler zümresi yanında Yagruş ve nazırlar vardı.Devlet idaresine sırayla Kağan, İlig-Han, Alt Kağanlar, Sübaşı(Başkomutan), Tayangu(Saray nazırı), Ilımga(Başkatip), Agıcı(Maliye nazırı)katılırdı.Bu mevkilere hanedan mensubu olmayan işinin ehli kişiler de getirebilirdi.Sülaleye mensup hükümdar ve vekilleri İrkin, Sagun ve inanç unvanlarını taşırdı.
KARAHANLI KÜLTÜRÜ
Orhun-Uygur Devletinin geröek varisi olan Karahanlılar, Zerefşan, tarım ve Maveraünnehirdeki yüksek kültüre sahip bölgeleri idaresine alıp İslam Türk ve İran kültüründen faydalanmıştır.Dolayısıyla Karahanlıları yalnız Türk dünyasının değil,dünyanın da en yüksek ve medeni devletlerinden biri oldu.Karahanlılar devrinde Kaşgar, Balasagun, Maveraünnehir, Semerkant ve Buhara’da yüksek ilim ve kültür merkezleri oluşturuldu.Bu gelişmenin sebebi, hükümdarlarının ilime, ilim adamlarına ve sanata sanatkarlara önem vermesidir.Karahanlı devrinde oluşturulan ve geliştirilen kültürün yüksekliğinin en güzel örnekleridir.
Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig, Kaşgarlı Mahmut Divanı Lügatıt Türk, Edip Ahmet Yükneki, Atabetül Hakayık, Farabi felsefe eserleri, Ahmet Yesevi Divanı Hikmet vb.birçok eser Karahanlılar devrinde ortaya çıktı.Bu ilmi ve kültürel eserlerle geliştirilen Türk-İslam medeniyeti uzun yıllar etkisini sürdürdü.Karahanlı hukukçuları bütün İslam hukukunun kurucuları oldu.Karahanlılar, Eski Türk örf-adetlerini, İslam dini ve medeniyetiyle hızlıca sentez etti. |